41.84
  
48.67
  
0.00
  
97.47

MURAT'IM-6.BÖLÜM

MURAT'IM-6.BÖLÜM

6. BÖLÜM

Murat Cemaat hizmetlerinden dolayı ailesiyle gerektiği gibi ilgilenemediğini fark etti. Oysa ailesinde, kendisinin sözünü dinleyen ablaları ve kardeşleri vardı. Ailesinde İslami bir hayat yaşandığı için olsa gerek, onlara Cemaatten ve hizmetlerinden pek söz etme gereği duymuyordu. Ablalarıyla ve kardeşleriyle zaman zaman yaptığı sohbetler genelde İslami bir konu üzerinde oluyordu. Ama bu, onların Cemaate bakış açılarını geliştirmeye yetmiyordu. Ablaları, annelerine yardımcı olup anneleriyle dönüşümlü olarak dergâha gidip, oraya gelenlere İslam’ı anlatıp çalışma yapıyorlardı.

Murat, ablalarının, bu hizmetlerini Cemaat içinde de devam ettirmelerini istiyordu. Bunu yapabilmeleri için de onlara, Cemaatin hizmetlerinden söz etmeyi uzun zamandır düşünüyordu. Ailesi İslam’ı yaşıyordu. Onlara ne anlatabilirdi ki? Eğer hizmetse dergâhta yaptıkları da hizmetti. Cemaat hizmetlerini de görmeleri için onlara ne anlatabileceğini bilmiyordu. Bu konuyu Şahin’e açtı. Şahin, Murat’ı çok iyi tanıyan ve onun çalışmalarını yakından takip eden biriydi. Babasıyla tanışmış, İslam’a olan düşkünlüğüne yakından şahit olmuştu. Bu yüzden Murat’a tavsiye olarak, ailesinin zaten İslam’a hizmet ettikleri için, onları Cemaat hizmetlerini de görmeleri için sıkıştırmamasını istedi. Şahin:

–“Hepimizin amacı,  insanları, Rablerine kulluğa davettir.  Bunu, hangi İslami gurubun yaptığı pek önemli değildir. Tüm İslami Cemaatlerin hedef ve gayesi, yaptıkları çalışmalar ve hizmetlerle Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bunu yaptıktan sonra bu gurupların adlarının hiçbir önemi yoktur. Ha bizim Cemaat olmuş, ha başka bir Cemaat, hiç fark etmez. Bizler aynı gaye için çalışan bir yapının taşlarıyız. Metotlarımız farklı da olsa, amaç ve gayemiz birdir. Adlarımız farklı olsa da Rabbimiz bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir ve daha o kadar çok ortak birlerimiz var ki, bu birler bizi Rabbimizin buyurduğu gibi “Müminler ancak kardeştirler. Öyle ise kardeşlerinizin arasını ıslah edin/düzeltin. Allah'tan korkun, umulur ki merhamet olunursunuz.”[1]Sözünde birleştiriyor. Mademki bizler kardeşiz, tüm kardeşlerin aynı olmasını beklemek hata olur. Önemli olan bu kardeşlerimizle İslam çatısı altında kardeşlik hukukuna riayet etmektir. Kim İslam için çalışma yapıyorsa, bize düşen, bu konuda onlara yardımcı olmaktır. Onların yoluna engel çıkarmak veya onların ilgilendiği insanların bizim Cemaatimize katılması için onların ilgilendikleriyle ilgilenip onları kendi Cemaatimize kazandırma peşinde olmamalıyız.

Bu nedenle Senin ailen zaten İslam’ı yaşayan bir ailedir ve bu uğurda kendilerince bir çalışmaları da var. Senin onlara her konuda yardımcı olman dışında başka bir şey yapmana gerek yok. Bu konuda bizim yapmamız gereken bir şey olursa da, bize haber verirsen, biz de elimizden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalışırız.” Diye nasihatlerini sürdürdü.

Murat, Şahin’in ne demek istediğini iyi anlamıştı. Ablalarının Cemaate katılmaları için onlarla konuşmaktan vazgeçti. Bunun yerine onlara yardımcı olmak adına, dergâhta yapabileceği işler için onlara daha fazla yardımcı olmayı teklif etti.

Küçüklüğünden beri annesinin yardımcılığını yapıyordu. Ama daha fazla ne yapabileceğini annesine sordu. Annesi bu teklife seviniyordu.

–“Oğlum zaten elinden geleni yapıyorsun. Daha fazla ne yapabilirsin ki? Bir yandan dergâhın işleriyle uğraşıyorsun, bir yandan da kendi Cemaatin için çalışıyorsun. Kendini fazla yoruyorsun.” Diyerek, oğluna teşekkür etti.

Annesi, oğlunun çalışmalarından memnundu ve sürekli olarak ona ve arkadaşlarına dua ediyordu. Kim bilir belki de Murat’ın hidayetinde ve İslami çalışmalarında annesinin dualarının etkisi vardır. Murat, annesinin dualarına çok önem vermekle birlikte, ne zaman bir sıkıntıyla karşılaşsa annesinden dua isterdi. Annesinin duasının ardından işleri yoluna girer ferahlardı. Annesinin dualarının etkisini gördüğü için, daha çok önemserdi. Kendisinin İslam ahlakıyla yetişmesinde annesinin etkisini ve fedakârlığını biliyordu. Bu nedenle kendisi de, tüm farz namazların ardından duasının bir kısmını, annesi başta olmak üzere ailesine ayırıyordu. Ailesi için yaptığı dualarını günlük vird haline getirmişti.

Murat, ablaları tarafından yetiştirilmişti neredeyse. Annesinin dergâh çalışmaları sırasında Murat’a, ablaları bakıcılık yapıyorlardı. Murat’ın nazlı yetişmesine sebep olmuş olsalar da, bundan kimsenin şikâyet ettiği yoktu. Murat’ın canı bir şey istesin, ablaları etrafında pervane olup birbirleriyle yarışıyorlardı. Murat’ın da ablalarına düşkünlüğü buradan geliyordu. Kardeşlerinden daha çok ablalarına düşkünlüğü, ailede biliniyordu.

Tarsus’ta bulunan Esma’yı ilk olarak anlattığı kişi, küçük ablası Sema’ydı. Remziye ablası kendisi için ikinci bir anne gibiydi adeta. Sema ablası ise, daha çok arkadaşı gibi davrandığından olsa gerek, Murat, Sema ablasıyla daha rahat konuşabiliyor, sorunlarını onunla paylaşıyordu.

Yine bir akşam, salonda oturmuş, abla kardeş sohbet ediyorlardı. Çaylarını yanlarına alıp uzun süredir yapamadıkları sohbetlerini ikisi de özlemişti belli ki. Bu gece dertleşmek için Sema ablasına çay hazırlamasını söylediği zaman, Sema bunu severek yapmıştı. Kendisi de neredeyse kardeşinin Cemaate katıldıktan sonra çok nadir olarak yaptıkları gece sohbetlerini özler olmuştu. Murat’ın, büyüdüğü için artık bu sohbetlere ihtiyacı kalmadığını bile düşündüğü olmuştu.

Herkes yattıktan sonra, çaylarını alıp salona geçtiler. Konuşmalarıyla kimse rahatsız olmasın diye, salon kapısını kapattılar. Çaylarını yudumlarken, kimin başlayacağına karar veremiyorlardı. Murat:

–“Uzun süre oldu seninle böyle sohbet etmeyeli, nasılsın?”

–“İyiyim, seni sormalı. Cemaate katıldıktan sonra o kadar çok koşuşturuyorsun ki, bir de ben sana yük olmak istemiyorum.”

–“Ne demek sana yük olmak istemiyorum? Ne sen, ne de ailemin diğer fertleri, kesinlikle bana yük değilsiniz. Keşke sizler için daha fazla şey yapabilseydim. Sizi ihmal ettiğim için Allah beni af etsin. Bir derdin ve sıkıntın yoktur inşallah?”

–“Yok, Allah’a şükür bir sıkıntım yok. Tek sıkıntım sensin. Sana bir şey olacak diye endişe ediyorum. Aslında tek endişe eden ben değilim. Annem, Remziye ablam ve babam sana bir şey olacak diye ödleri kopuyor.”

–“Neden bu kadar korktuğunuzu anlamadım. Yanlış bir şey mi yapıyorum?”

–“Yo hayır, tam aksine, annem ve babam senin ne yaptığını bildikleri için, sana bir şey demeyip, endişelerini belli etmemeye çalışıyorlar. Ama her geçen gün, sizin Cemaatten birileri Mürted örgüt tarafından saldırıya uğrayıp şehid oluyor. Bu da yetmezmiş gibi, camiler polis tarafından basılıp, arkadaşlarınız gözaltına alınıyor. Bunları bilmediğimizi mi zannediyorsun? Ama annem, babama, sana karışmamasını söyledi. Senin İslami çalışmalarda bulunduğunu ve her zaman İslam için mücadele edenlerin başlarına her türlü musibet gelebileceğini anlattı. Sana sürekli dua etmemizi isteyip duruyor. Her namazın ardından “Murat’a dua edin” diye bize hatırlatıyor.”

–“Sizi bu kadar endişelendirdiğimin farkında değilim. Bu dünya da benim yüzümden üzülmesini isteyeceğim en son kişiler ailemdir. Ama İslami çalışmaları asla ihmal edemem. Bunu yaparsam, Allah’a nasıl hesap verebilirim ki?”

–“Senden, çalışmalarını bırakmanı isteyen olmadı ki. Senden sadece daha dikkatli olmanı istiyorum. Allah’ın takdiri dışında hiçbir şey olmayacağını biliyoruz ve buna iman etmişiz.”

–“Tamam, inşallah daha dikkatli olurum. Siz de bana dua edin. Sizin dualarınıza ihtiyacım var.”

–“Bizim dualarımız inşallah seninledir. Hem, bizim sana yardımcı olacağımız bir şey yok mu?”

–“Siz zaten annemle ve ablamla, dergâhta, elinizden geleni yapıyorsunuz. Bu hizmetiniz sizi de yoruyor. Bir yandan evin işleri, bir yandan okul ve dergâhta çalışıyorsunuz.”

–“Eğer bizim yapacağımız bir şey varsa söylemen yeterlidir. Biliyorsun, elimden geleni yapmaya her zaman hazırım. Hem seninle aynı safta İslami mücadele içinde olmaktan daha güzel ne olabilir ki? Bakarsın Rabbim ikimize aynı anda şehadeti nasip eder. Bu güzel olmaz mı?”

–“Bunu Cemaate sormam lazım. Eğer onlar uygun görürse, sana hangi alanda hizmet edeceğini söylerler. Bunu Cemaate bildirdikten sonra bir cevap gelirse, sana söylerim.”

Sabah namazına kadar abla kardeş kendi aralarında, özledikleri konular hakkında konuştukça, vaktin nasıl geçtiğinin farkına bile varamamışlardı. Sabah ezanıyla birlikte, konuşmalarını kesmek zorunda kaldılar. En kısa zamanda tekrar bu tür sohbetler yapmak üzere anlaştıktan sonra kalktılar.

Murat, ailesinin kendisi için endişelenmemesi için daha dikkatli davranmaya karar verdi. Onların yanında Müslümanların başına gelen şehadet ve yakalanma haberlerini anlatmamanın daha iyi olacağını düşündü. Her ne kadar kendisi anlatmasa da ailesi Müslümanların başına gelenleri çevrelerindeki Müslümanlardan öğreniyorlardı.

Murat, Sema ablasının durumunu Cemaate bildirip hizmet etmesi için kendisiyle görüşülmesini istedi. Cemaat, en kısa zamanda ablasıyla görüşmek için, bir bayanı görevlendirdi. Bundan böyle Sema’yla birlikte Cemaat hizmetlerinde çalışacak olan bayan arkadaştan, Sema’ya, dergâh çalışmalarında yardımcı olması da istendi.

Murat, Cemaatin kararına sevinmişti. Sema, kendisini görmeye gelen bayanla tanışıp, Cemaat çalışmalarında yerini aldı. Ablası, Cemaat çalışmalarını girdikten sonra, kardeşini daha iyi anlamaya başladı. Nasıl bir mücadele içinde olduğuna bire bir şahit olduğundan, daha fazla endişelenmeye başlamıştı. Daha sonra en son Murat’la sohbet ettiği geceyi hatırladı. O gece, birlikte şehid olmak için dua etmişti. Şimdi bu hedefine daha yakın hissediyordu kendini.

Ablasının da, Cemaat çalışmalarına katılmasından sonra, evleri her zamankinden daha fazla ders halkalarına misafirlik etmeye başladı. Gündüzleri, ablasının çağırdığı bayanlar gelip burada ders halkaları oluşturuyorlardı. Akşam da, Murat, arkadaşlarını getiriyordu. Annesinin dergâhtan çağırdıkları ise, ayrı bir odada sohbet ediyorlardı. Bazen de, dergâhtaki bayanlarla, Cemaat mensubu bayanlar bir araya gelip birlikte ders yapıyorlardı. Bu güzel bir gelişmeydi. Bunu daha da ileriye götürmek için, Cemaat mensubu bayanların, derslerini bazen dergâhta yapmaları kararlaştırıldı.

 

[1] Hucurat Süresi: 10

 

Bu yazıya tepkini ver!

Benzer Bloglar